Aksaray
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

BİZİM ŞEHRİN HİKAYESİ

Bir şeyin şey olması için onun yaşanmış bir hikayesi olması gerekir.

İnsanın yaşadığı şehrin hikayesini merak etmemesi nasıl bir çözümleme getirir onu bilemem.

Yıllarca içinde yaşadığımızın şehrin bir hikayesi olması için dönem dönem herkes çırpınır yazar çizer.

Ama gelinen noktalar tam da bir uzlaşmaz noktalar kümesi oluşturur.

Yerel gazetecilerimizden Recep ve Nazmi arkadaş yaşadığımız şehrin nasıl yönetildiğini, kimlerin kalede beklediklerini üstü kapalı olarak anlatmışlar.

Keşke bizim de anlatacak bir hikayeler kulvarımız olsa derken aklıma iki şehrin hikayesi geldi!

Çelişki kavramlarını en iyi anlatan iki şehrin hikayesinin giriş sözleridir şu sözler:

“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü. Hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam öteki yana.

Sözün kısası; şimdikine öylesine yakın bir dönemdeki, kimi yaygaracı bu dönemin iyi ya da kötü fark etmez, sadece (daha) sözcüğü kullanılarak değerleriyle karşılaştırabileceğini iddia ederdi."

Romanda Fransız Devrimi boyunca soyluların Fransız Köylülerini nasıl ezdiği, devrimin ilk zamanlarında yaşanan soylu katliamları ve aynı dönemde Londra Halkının hayatı üzerinden iki toplumların benzer yönlerini alır.

Yaşadığın şehirlerin içinde bulunduğun toplumun bir hikayesi olmalı.

Hatta her insanın kendine göre toplumu ilgilendiren bir hikayesi olmalı.

Peki bizim hikayemiz ne olmalı?

İçinde yaşadığımız şehir o kadar kapalı ki neyin hikayesini yazacağımı pek çıkaramadım.

Kapalı toplumların birkaç cesur kalemi olan bitenleri üstü kapalı olarak dile getirebiliyor.

Ama bu açmazı yenmenin tek sorumlusu şehri yönetenlerdir.

Yöneticiler her konu hakkında aydınlatıcı açıklamalar yapmak zorundadır.

Kim çökmek istiyor Devlet Malına kim çökmüş ki Milletvekili Cengiz Bey karşı durmuş açıklayın kardeşim, koruduğunuz, gizlemeye çalıştığınız mallar bu halkın vergisi ile alındı sizin babanızın malı değil.

Bizim hikayemiz ne olmalı bilen varsa aydınlatsın bizi.

Sadece seçimden seçime hatırlanan, 23 yıldır Trene bakan bir toplumun hikayesi ne olmalı?

Çelişki kavramı bizi ne derecede ilgilendiriyor?

Çelişki kavramlarının farkındalığını neden es geçiyoruz?

Oysa çelişki kavramı modern zamanın en önemli kavramlarından biri değil mi?

Yalınızca felsefi alanda değil, aynı zamanda politikada, bilimde, sanatta, kısacası insanlığın deneyimleri üzerinde var olan bir kavramdır Çelişki Kavramı.

Toplumsal çelişkilerimizi hayatımızın en önemli vazgeçilmezleri arasında göremez isek kapalı ve anlaşılmaz bir toplum olmaya mahkum oluruz.

Bilirsiniz ki kapalı toplumların hikayesi olamaz.

Siyasi tercihlerini kendi sınıfsal varlıkları ile gösteremeyen toplumlarda hikaye yazmak kolay değildir…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar