Aksaray
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

GEÇMİŞİN GÖLGE İZLERİ

Sene 1977 yılları Niğde'nin Ulukışla İlçesinde toplanan CHP Heyeti seçim çalışmaları için köy gezileri düzenlendi.

Ben de o heyetin içinde veya kendi arzu ve talebim gereği çalışmaya katıldım.

Partinin Gençlik Kolunda olmamıza rağmen kimse bize “gelin siz de katılın” demedi.

Parti çalışmaları iyi analiz edilirse çok sosyolojik olaylara şahit olabilirsiniz.

Heyette; kendi dünyalarında veya bizim gözümüzde hepsi vatanı kurtaran aslanlar mevcuttu.

Hepsi; kendilerine göre iyi bir kariyer elde etmiş, sıra memleketi yönetmeye gelmiş havalarındaydılar.

CHP'nin kendine has bir havası vardır: “Halka Rağmen Halkçılık” az çok herkeste mevcuttu.

Bu duygu ve kendiliğinden oluşmuş hava ile yola devran olduk.

Ben de kendime has bir özelliğim gereği ilk girdiğim toplumu kendi çapımda incelemeye dikkat ederim.

Her gezi sonucu kendimizce bir gırgır malzemesi çıkarır ona gülerdik.

Adını şimdi hatırlamadığım bir köye vardık.

Köy bayağı yüksek bir yerde, yeşil bir alanda konumlanmıştı.

Bir salkım söğüt altında 15-20 kişi oturuyorlardı böyle bir kitle siyasiler için arayıp da bulamadığı bir ortamdı.

Siyasilerimizin düşüncelerini anlatmak için iyi bir ortamdı ve bu kitle profili hakkında siyasilerimizin söyle bir kanıya vardığını izledim:

“Bunlar tarlada çalışan ırgatlar noktasız virgülsüz konuşmalarımızı yaparız işimizi görürüz.”.

Hoş beş kendilerini tanıttıktan sonra gezi heyetindeki en kıdemli, yüksek mevkilerde görev yapmış aday abimiz söze başladı:

Vatanın, işçinin, köylünün nasıl perişan olduğunu söylerken, kasketli, çorapsız ayakkabısı olan bir genç konuşmayı; “Siz iktidar olunca ne yapacaksınız?” sözü ile böldü.

Adayımız ortamdan o kadar emindi ki kimse bunun sözünü bölemezdi.

Ama sözü bölündü.

Sözünün bölünmesinin şokunu atlatmadan birisi daha söze girdi:

“Efendi siz kendinizi tanıttınız bizlerden oy istiyorsunuz ama bizim sorunlarımızı dinlemeden kendiniz çalıp kendiniz oynadınız” dedi.

Ortalık buz gibi oldu!

Heyette kendisini kurt politikacı olarak gören birisi söze girerek alakasız bir giriş yaptıktan sonra “evet sizi dinleyelim” dedi.

Gençlerden biri bu sözleri çok soğuk karşıladı ve bu benim bile dikkatimi çekti.

Politik tabirle; “yarı sırtı dönük olarak” bizleri dinliyordu.

İsminin Haluk olduğunu söyleyen genç söze başladı:

“Askerliği biz yaparız, Vatan uğruna biz ölürüz, Patatesi biz üretiriz, Arpayı, buğdayı, pancarı biz üretiriz. Fabrikalarda en zor şartlarda biz çalışırız. Yani üreten biziz neden yöneten biz olmayalım?” diyerek sözü noktaladı.

Bir başkası hemen söze girerek, “maksat amacınız hizmet etmek gelin siz bizi destekleyin, biz Milletin Vekili olalım” diyerek sözü noktaladı.

Heyetin içinde ki yüksek mevkilerde bulunan adayımız yarım ağız küçümseyerek; “Siz ne bilirsiniz Devlet işini” diyerek ses tonunu sertleştirdi.

Bir başka genç söze girerek; “Sizin bu Jakoben Tavırlarınızda bizi öldürecek. Bu gördüğün bizler Siyasalda, mühendislikte, Tıp Eğitimi alan gençleriz. Yaz tatili dolayısı ile okul harçlığımızı çıkarmak için tarlalarda çalışan Devrimci Gençleriz diyerek gülüştüler.

Bu yarı tartışmalı sohbet en az iki üç saat sürdü ama çok güzel bir ders verdiler.

Aradan elli yıl geçti halen üretenler yine üretmeye, yöneten bir avuç azınlık hala yönetmeye devam ediyor.

“Niye canım! Sandık kuruldu, bak her kesimden vekil çıkıyor” gibi laflarınızı duyar gibiyim.

Evet çıkıyor ama yukarıda yine hala bir avuç azınlık yönetiyor.

Hem de hiçbir kural tanımadan.

Yıllar sonra o arkadaşların bazıları ile başka bir ortamda arkadaş olduk.

Hapishane arkadaşı olduk beraber üzüldük, beraber sevindik diyeceğim ama bizim hiç bir zaman sevineceğimiz bir şey olmadı.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar