Her seçim sonunda, her bir maç sonunda herkes başlar konuşmaya;
“Ben dediydim…”.
Ne dedin?
Zırva ve eş değerleri!
Ben bu açıdan bakmayacağım tabi.
Nasıl olsa bu ve buna benzer konularda ahkam kesen çok olur.
Benim derdim başarısızlığı başarı gibi taktim etme derdine düşenlerle.
Gerçekten bir insan hangi duygularla hep başarılı olmak derdindedir, buna neden gerek duyar anlamış değilim.
Oysa bu konularda otoritelerimizin çok fiyakalı açıklamaları vardır:
Başarısızlığın da en az başarı kadar önemli olduğunu ve doğru kullanıldığında kişisel gelişimimize çok fayda sağlayacağını dile getirmiştir otoriter büyüklerimiz.
Ama bu başarısız durumları “ha gayret, biraz daha” diyerek pompalamanın altında hangi duygular vardır?
Bugün seçim zaferinin sarhoşluğunu yaşayanlar, 14 yıldır bir seçim kazanamayanlar zamanında yenilgilerin üzerine bir ders çıkarsalardı zafer daha erken gelmez miydi?
Şimdilik herkes doyarak sevincini yaşasın pişmiş aşa su katmayalım ve Aksaray'ın bu zaferde katkısı ne onu ileri bir tarihe bırakalım.
Sayın Dinçer yeniden seçildi kutlarım hayırlı uğurlu olsun.
Şehrimize daha başarılı hizmetlerini bekliyoruz.
Özellikle Aksaray'ın trafik sorununun acilen masaya yatırılması gerekir.
Başkanın seçim boyunca vaat etmiş olduğu projelerin de takipçisi olacağız.
O zaman şu soruyu soralım:
AKP her yerde kaybederken neden Aksaray'da kazandı?
Tamam oyları düştü ama yine de kazandı.
Kısaca bunun tek bir nedeni olabilir:
Sayın Başkanın kendi dürüst ve çalışkanlığı.
Elbette eksiklikleri vardır.
Benim kişisel görüşüm düzgün bir insan olduğu için kazandı, parti ile pırtı ile alakası yok.
Seçim boyunca da rakiplerinden bir olumsuz eleştiri duymadım.
Bu da benim gözlemlerimi doğruluyor.
Aksaray’da seçim sonuçlarını Oldu da Bitti Maşallah türünden geçiştirmek ile olmaz.
Örgüt kendi kapasiteleri gereği elinden gelen emeği sarf etti.
Ama ilçeler ve beldeler genelinde alınan oylara bakılırsa konuşulacak çok şeyler olacaktır.
İleride bunlar dile getirilecektir kimsenin şüphesi olmasın.
“Başaramayan Gider” esprisi gereği belki de kendilerini başarısız gören İlçe Başkanları o zaman kadar istifa eder kim bilir!
“Ben ne yaparsam tutar” dönemi geçti.
Hayat pahalılığı, rüşvet, adam kayırma döneminin bitmesi için ezilen halk katmanları bir ders verdi.
Muhalefetin görevi hizip hastalığından kurtulup bu başarıyı iktidara taşımak olmalı ve özellikle 1989 yılından ders çıkararak çalışmaya devam etmelidir.
Siyasilerimiz de artık boş polemikleri bırakıp Ülkenin içinde bulunduğu koşullardan nasıl kurtulunur, Emekçilerin rahat bir nefes alması, hak, hukuk konusunda kafa yormalarının vakti geldi geçiyor bile.
Yorum Yazın