Aksaray
DOLAR32.341
EURO34.8006
ALTIN2395.4
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

KARL MARKS VE OSMANLI

Araştırmadan, sorgulamadan, sadece kulaktan duyma sözlerle insanları yargılama ve onlar hakkında ahkam kesmede üzerimize adam tanımam.

Evet. Karl Marx Sosyalizmin kurucusudur ve aynı zamanda Tarihçi ve Felsefecidir.

19. YY tüm Avrupa'nın ve doğulu ülkelerin tarihini, tarihin akışı ile sentezlemiş bir aydındır.

Bilimsel Sosyalizmin kurucusu Karl Marx'ın doğumunun 200. Yıl Dönümü dolayısıyla Tarihçi Prof. DR. Taner Timur'un söyleşisi kitap haline gelerek raflarda yerini aldı.

Ayrıca Tarihçi Nicolaie Lorga "Bizans'tan Sonra Bizans" adlı kitabında Karl Marx'ın Osmanlı ve Asya Ülkelerini içine alan çalışmalarından söz eder.

Marx, 1850'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nu üç bölüme ayırıyor.

Biri Kuzey Afrika, ikincisi Balkanlar, üçüncüsü Anadolu.

Türkler ve oradaki Müslümanlar.

1850'lerde Marx, Ulusal hareketler nedeniyle bir tek Anadolu'nun kalacağını öngörmüş.

Bu öngörüsünde Emperyalist Avrupa’nın Osmanlı Topraklarını sömürmek için parçalayıp yok edeceklerini işaret ediyor.

Marx, Avrupa Aydının Türk Düşmanı önyargılardan kurtulamadığını, neredeyse Osmanlı'ya karşı savaşan her “koyun hırsızının” bir özgürlük savaşçısı gibi sunulduğunu söyler.

Marx'a göre Osmanlı Tanzimat Reformunu başaramadı.

Batı Kapitalizmi hem Osmanlı'yı sömürdü hem de sanayileşmesine engel oldu.

Marx'sa göre Osmanlı, çöküşten ancak tüm inançları eşit kılacak Laik bir hukuk sistemi kurarak kurtulabilirdi. Tebaadan eşit yurttaşlığa geçip Feodalizmi tasfiye edebileceğini düşündürüyordu.

Aksi taktirde Küreselleşen Kapitalizm, Avrupa, Asya Kıtasını altüst edecektir. Türkler devrimci tavır alamazlarsa parçalanıp Anadolu'ya hapsedilecek.

Ve Marx'ın dediği çıktı. Avrupalılar Mondros ve Sevr'i dayattılar.

Osmanlılar hakkında bu açık tahlillerde bulunan bilim adamı Marks'a Osmanlı ne yapıyordu?

Avrupa’nın Burjuva Yazar ve çizerleri; “Aman Marx'ın düşüncelerini ülkenize sokmayın, o adam Yahudi, dinsiz, dininiz elden gider propagandasını yapıyorlardı.

Tarih ne ilginçtir ki, sene 2023 yılı hala aynı propaganda en haşmetli yüzü ile devam ediyor.

O zaman sorun kim de?

Sorun bizde.

Hiç emek sarf etmeden birileri bizim adımıza Demokrasi, Cumhuriyet, Milliyetçilik, Din, teknoloji getirsin, biz de onlardan duyduklarımızla idare ederiz mantığı.

Okumadan, görmeden, bilmeden, araştırmadan yıllarca küfür ettiğiniz adam bu işte kardeşim.

Ben sizlere ille de Sosyalist olun demiyorum!

Kendi konumunuzu, kendi sınıfsal duruşunuzu sorgulayın, araştırın diyorum.

Örneğin kendilerine Marksist diyen arkadaşlar Marksın kaç eserini okudunuz?

Kendilerine Milliyetçi diyen arkadaşlar Milliyetçiliğin Fransız Devriminden sonra kendine has şeklini aldığını, Milliyetçiliğin seküler bir görüş olduğunu ne zaman okudunuz?

Elbette bu iki zıt örneği de yapan vardır ve sözüm onlara değil.

Sene 1978; Bir Eğitim Seminerine katılacağız. Semineri veren abi bizim toplulukta çok ünlü biri.

Biz seminere giderken elimizde ne kadar Marksist yayınlar varsa abinin gözüne girmek için götürmüştük.

Abi o değişmez gizemli havası ile içeri girdi ve masanın üzerinde bu kitapları gördü yerine geçti: “Arkadaşlar. Masanızın üzerinde ne kadar kitap varsa kaldırın” dedi. Biz şoke olduk, “Nasıl yani” der gibi homurdanmalar başladı.

Abi; “Size vereceğim ilk seminer Alpaslan Türkeş’in kaleme aldığı ‘Ülkücüye Notlar’ Kitabı üzerine dedi.

Homurdanmalar daha da yükselince abi son sözünü patlattı; “Karşınızdaki adamların neyi savunduğunu bilmeden, öğrenmeden, onun üzerine analiz yapmadan fikirsel bazda ne diyeceksiniz?”.

O zaman çok kızmıştık o abiye ama çok haklı olduğunu yıllar geçince anladım.

Ve sabah bilgisayarımın başına oturunca ilk işim İktidar Yanlı Gazetelerin Yazarlarını okurum.

Siyasi büyüklerimiz çeşitliliğimiz, zenginliğimiz derler ama ben pek samimi bulmam ancak doğru.

Tez, Karşı Tez, Sentez.

En doğrusu bu değil mi?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar