Eskiden ara rejimlerde bakanlık, genel müdürlük ve buna benzer makam, mevki bekleyen eski siyasiler Lacivert takım elbiselerini giyer Kızılay ve Meclise yakın yerlerde, yani ayak altında görünmeye, gezmeye başlarlarmış.
Nedense takım elbise giyme gereği duyan bu siyasilerimiz giyim kotlarında kendini göstermek ihtiyacında.
Güya iktidar kaygısı gütmeyen ama yan cebime koyun diyen bu tipler, giyimi ile bir özgüven yansıması yanında saygınlık ve uzmanlığın yanı sıra da düzeni temsil etme mesajını vermek durumunda, yani ben tam senin aradığın adamım mesajı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun; “30 Haziran’da mahkeme Mutlak Butlan Kararı alırsa partimi kayyuma veremem” demeci ile başladı.
Bu demeç üzerine değişik İllerden, hatta bizim ilden de pusuda bekleyen kasaba siyasetçileri Lacivert takımlarını tozlu raflardan indirmeye başladı.
Siyasi hayatımızda bu Zübük Tiplemelerden ne zaman kurtulacağımızın hesabını yaparken bunlar çoktan pusuya yatmış bile.
Pusu çok iğrenç bir tavır.
Kalleşlik, arkadan dolanma, yani hiçbir mertlik özelliği taşımayan bir kavram.
Bir de bunu “Kurt Puslu Havayı Sever” diye hiçbir anlamı ve ağırlığı olmayan atasözü ile birleştirirsek deme gitsin.
Gerçekten Kurt niye karanlığı sever, tüm canlılar aydınlık için uğraşırken bu aşağılık hayvan neden karanlığı sever.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Seçimine girmesinin yanlış olduğunu söyleyenleri topa tutanlar, hatta; “Siz AKP ekmeğine yağ mı sürüyorsunuz, sarayın adamı” diye suçlayanlar şimdi de Kemal Beye en çok sallayanlar değil mi?
Kemal Beyin seçilme şansı yok diyenlere Meral Hanımın ajanı diyenler şimdi ne kadar utanır merak ediyorum.
Kemal Beyi eleştirenlere, “Siz kimsiniz, bir avuç Marjinal tiplersiniz” diyenler şimdi ne yapar ki?
Parti içi toplantılarında; Kemal beyin Ekmeleddin'in adaylığından tutun da danışmanlarının sağcı karanlık adamlar eleştirisine dudak bükenler şimdi ne yapıyor bilen var mı?
İdeolojiden yoksun, sadece kendi nam ve saltanatı için politika yapan bu kasaba politikacıları yine kokuyu almış vaziyette.
Etrafındaki birkaç kişinin “Kurt Politikacı yine kokuyu aldı” gazlaması ile lacivert takımlar temizlikçiye verildi bile.
Her siyasi partinin, bir geleneği vardır ve bu gelenek genellikle mensubu olduğu siyasi partinin görüşlerinden beslenir.
CHP Sosyal Demokrat bir partiyse, CHP Kurucu İradenin Bağımsızlık İlkesi ile bütünleşmiş ise sen bu partide Zübüklük yapamazsın.
Senin bu partinin ayarları ile oynamaya kalkışmana izin vermezler.
Sağcı, Muhafazakar görüşlere sahipsen bu partinin gömleği zaten sana olmaz.
Eleştiri- Öz eleştiri, sorgulama, hesap verme, hesap sorma, sol düşünce bunu istemiyor mu?
Sol düşünce toplumun böyle olmasını istemiyor mu?
Sen eleştiriyi bile karşıtlık olarak görüyorsan bu partide işin ne?
30 Haziran düzenin partiye kurdukları tuzaklardan sadece biri.
Aklı selim herkes, özellikle CHP'li vatandaşlar bunu böyle değerlendirmek zorunda.
İktidar, koltuğunu bırakmamak için elinden ne geliyorsa yapıyor daha da yapacak ve herkes bunu böyle bilip ona göre tavır alacak.
Bir de Kemal Beye mezhepçilik adına yakınlık duyanlar var.
Bu kişilere kısa bir hatırlatma yapayım:
Kemal Bey o seviyede birisi değil.
Kemal Bey bilime ve aydınlığa inanan biri.
Kemal bey kendini çağ dışı kavramlarla ifade edecek birisi hiç değil.
Yakınlık duyuyorsan da eleştireceksen de adam gibi eleştir veya adam gibi yakınlık duy.
Cumhuriyet Halk Partililerin Ara Rejim Siyasilerine meydan vermeyecekleri umudu taşımak istiyorum.
Bu parti küllerinden doğarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir partidir.
Bu Parti yıllarca iktidar yüzü görmemiş ama ayakta kalabilen Türkiye'de tek partidir.
Bu parti Ara Rejim ürünlerine meydan vermeyecektir.
Yorum Yazın