Aksaray
DOLAR32.3282
EURO34.7606
ALTIN2397.6
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

ZENGİNLER KULÜBÜ

1994 Yılında Sudan'daki kıtlık sırasında çekilen bir resim vardı!

Bir çocuk emekleyerek Bir Km. ötedeki Birleşmiş Milletler Kampına sürünerek gitmeye çalışırken, arkasında duran akbaba, etsiz kemiklerini kemirebilmek için onun ölmesini beklemektedir.

Bu resim Dünyayı ayağa kaldırdı. Tabi numaradan. Herkes paslanmış vicdanını parlatmak için bir şey yapmaya çalıştı yine numaradan. Oraya gezi düzenlendi ve bir süre sonra unutuldu gitti.

Hiç kimsenin aklına şu soru gelmedi:

Sudan'da petrol için iç savaş çıkartanları, Ülkeyi bölen ve insanları açlığa mahkum edenleri her zamanki gibi niye hiç sorgulayan çıkmadı?

Hiç kimse Zenginlik Duası satan tarikatlara;  bir dua da oraya etseniz de o çocuk açlıktan kurtulsa sorusunu sormadı!

Fakir fukaranın feryadını dindirmek için Halil İbrahim Bereketi neden Müslüman Sudan'a uğramıyor diye sorgulamak kimsenin aklına gelmedi.

Benim de 28 yıl sonra aklıma, taaa Milattan önce yaşamış Platonun Mağara Alegorisi geldi.

Herkesin bildiği bu hikayeye kısaca değinelim:

Eski çağın ünlü filozoflarından Platon bazı insanların bir mağaranın içerisine zincirlendiklerini ve başlarını sağa sola çevirmeden yalınızca karşılarını gördüklerini söyler. Doğduklarından beri bu mağarada yaşayan insanlar yalınızca mağaranın girişinden yansıyan nesneleri, gölgeleri görür ve bu gölgeleri gerçek sanır. Gel zaman git zaman birisi zincirlerinden kurtulur, gerçek hayatı görür, mağaraya geri döner ve arkadaşlarına bu mağaranın dışında da bir hayatın olduğunu anlatır. Ama kimse inanmaz. Hatta; “Sen bizim kurulu düzenimizi niye bozuyorsun, bozgunculuk yapıyorsun” diye adamı öldürürler.

Bu hikayeden herkes kendine göre bir hikaye çıkarabilir ama gerçek olan birdir, onun adı da şimdilik tek gerçektir.

Toplum da maalesef böyledir.

İnsanlar doğdukları sosyal ortam içerisinde kendilerine empoze edilen fikirleri o kadar içselleştirirler ki, bu fikirlerde kusur olduğunu ya da eksiklik bulunduğunun söylenilmesine bile dayanamazlar.

Bizim toplumda bize empoze edilen nedir?

Önce bir düşman bulacaksın kendine, Devletimizin bölünebileceğine inanacaksın, partilere göre saf tutacaksın, her Salı Grup Toplantılarında liderimiz karşı lidere ne laf söyledi ama diye böbürleneceksin.

Ta ki lahananın kökü geldiğinde feryat edeceksin öldüm açım yandım diye…

Kardeşim toplumun en varlıklı kesimi, iktidarın tüm finansal hamlelerinden kazançlı çıktı.

Döviz kurundaki dalgalanmada, en karlı onlar çıktı. Daha doğrusu Milli pastanın yüzde seksen beşi yüzde on beş azınlığın oldu. Zengin daha zengin, fakir daha da fakir oldu.

Ülkenin madenleri, ormanları, kıyıları bir avuç insanın tekeline geçti.

Ülke; ne idüğü belli olmayan beş altı milyon insanın istilasına uğradı.

Devletin kendi raporlarında belirttiğine göre Afganlar geldikten sonra ülkede uyuşturucu beş kat arttı.

Buraya kadar bu yazıyı okuduysan şu soruyu sormak için çırpınıyorsun biliyorum.

“Ne yani. CHP iktidara gelince mi tüm bunlardan kurtulacak mıyız?”.

Sana beş yıldızlı cevap; Tabi ki hayır.

Çünkü bu düzen partilerinin ortak görevi düzene hizmet etmektir.

Anla canım sen de. Biraz yukarıda yıllar önceden değişik değişik örnek verdim. Spor olsun diye mi söylüyorum

Senin, benim, onun, onların kurtuluşu düzen partilerine dur demek.

Sömürüsüz bir Dünya kurulur bizler de o Dünyada yerimizi alırız kim bilir…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar