Siyaset yapma, belirli bir kültürel geleneğe sahip olunan Dünya görüşüne ve geleceğe dair bir umuda yönelik olmalıdır.
Bu kapsam içinde her sınıf kendi ideoloji ve politik duruşunu sergiler. Yani sanıldığı gibi siyaset ideolojiden bağımsız değildir.
Neo-Liberal Akımın ısrarla; “İdeoloji bitti, sağ-sol anlamını yitirdi” feryatları boş bir söylem değildir.
Bu zihniyet toplumları aynı kategoride görerek sınıfsal mücadeleyi pasifize etme derdindedir.
Düşünün:
Bir Kapitalist Sistemde karşısında işçi sınıfının olmadığı bir ortamda bu toplum için nasıl bir felaket doğuracağını!
Neo-Liberal Küresel Görüş bu konuda başarısız da sayılmaz hani.
İdeolojiden ve siyasi politik duruşundan yoksun siyasilerin görevi bir makam işgal etmekten başka bir şey değildir.
12 Eylül Cunta Döneminden sonra buna benzer siyasi türevler epeyce çoğaldı. Bu kasaba tipi siyasilerin tek amacı vardır o da kendileridir. Kendileri yoksa partisinin ve Ülkenin hiç önemi yoktur.
Her iktisadi duruş kendi politik çizgisini belirler. İdeolojisi belli sınıfa dayalı olan bir siyasetçinin görevi Dünyayı değiştirmek ve kendi siyasi düşüncesini iktidara taşımaktır.
“Aman bir iktidara gelelim de nasıl olursa olsun” yaklaşımı tam da Neo-Liberal Propagandanın sonucundan başka bir şey değildir.
Gundemaksaray.com Köşesinde yayınlanan ' Aksaray'da yolsuzluğu aramak' başlıklı yazıma olumlu ve olumsuz çok güzel tepkiler geldi:
Olumsuz eleştirilerden birisi olan benim taraf olduğum şeklinde yaklaşım biraz göze batar nitelikteydi.
Defalarca yazdım; Siyasi kimliğimi bu köşeye taşımamaya çalışıyorum.
Ama siyasi düşüncem benimle mezara gider.
Her partiye ve düşünceye aynı mesafede olmaya gayret ediyorum.
Diğer bir eleştiri benim geçmişte İl Başkanı olmamdan dolayı CHP Aksaray İl Başkanı Ali Beyi eleştirmediğim konusu.
Ve benden şu soruların sorulması talebi:
Evet. Sorularınızın en temel kısmını oluşturan kısmını Ali Başkandan soracağım yalnız bu yolsuzluk dosyalarını başka bir parti il Başkanı açıkladı da ben mi görmezlikten geldim?
Zafer Partisi İl Başkanı bu konuda açıklama yapmış ama ben yazımı yazdıktan sonra gördüm.
Zafer Partisinin il Başkanını bu gayretinden dolayı tebrik ederim.
Benim aracılığımla Sayın Ali Başkandan sormamı istenilen sorular şöyle:
1- Açıklamanız güzel de bu çiftlik arazisi FETÖ'den kayyuma geçen bir arazi. Bu arazinin sahibi olan FETÖ'cü kim?
2- Ankara’dan bir kişi Aksaray’ın Yenikent Kasabasına bir FETÖ'cü neden çiftlik kurar?
3- Bu FETÖ'cü vatandaşla CHP arasında köprü rolüne soyunan Avukat kim?
Okuyucudan gelen talepler ve cevaplamasını istedikleri sorular bunlar.
Ali Başkanın olumlu şekilde hakkını verenlerin de çoğunlukta olduğunu ve bu mücadelesinin Milletvekili olunca da aynen devam etmesi doğrultusunda olduğunu dile getirmeliyim.
Benim bu yolsuzluk dosyaları karşısında toplumun ve toplumu temsil eden sivil ve siyasi örgütlerin neden sessiz kaldığıdır. Ahlak kurallarımız bu kadar mı dejenere oldu?
Siyaseten seversiniz sevmezsiniz, bir partinin İl Başkanı kamu yararına olan bir adam kayırma dosyasını açıklıyor. Toplum olarak buna sessiz kalmayalım ki bir daha başkaları da buna cesaret edemesin.
Bu köşe Siyaseti toplum için yapan, ezilen, horlanan kesimlerin haklarını savunan her siyasetçiye açıktır.
Değişen Dünya koşullarında artık siyasetçilerinin kendileri için koltuk sevdalısı olmalarına bir dur denilmeli.
Yorum Yazın