Aksaray
DOLAR32.3088
EURO34.9382
ALTIN2397.4
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

ASGARİ ÜCRET!

Temmuz ayında asgari ücretin yeniden belirlenmesi haberi Basın da dillendirilmeye başlandı. Enflasyon o kadar tehlikeli boyutlara ulaştı ki artık ücretleri yıllık değil aylık günlük enflasyona göre belirleme zarureti doğdu.

İyi olan her şeyi kendine, kötü giden işleri de dış mihraklara ve muhalefete yükleyen bir iktidar da artık çaresizliği gizleyemez duruma geldi.

Sermaye ve düzen partileri yine üç maymunu oynama peşinde.

Yıllarca bu konuda da başarılı olmuyorlar değil. Artık emekliye zam, çalışana asgari ücreti artırmanın hiçbir şeye çare olmadığını günümüz koşullarında daha da iyi anlamış durumundayız.

Yıllarca dar gelirli kesimleri uyduruk ücret artışları ile geçiştirmenin zorluğunu her alanda görmek mümkün.

Herkes politik ve popülist siyasetine can simidi gibi sarılmaya başladı. Toplumun içini boşaltıp sadece ücret artışına odaklamak sermayenin en iyi bildiği işlerden biri oldu artık.

Sendikalar ve Muhalefet partileri sanki çalışanı çok düşünüyor gibi İktidarla paslaşarak ücretin artırılması konusunda yarış içerisinde.

Özellikle belediyeler, asgari ücretin üstünde bir ücretle kendi çalışanlarını müjdeliyor. Bu Belediyelere bir sorum olacak. Kendi iş yeriniz olsa bu kadar cömert olabilir misiniz? Kimin parası ile kime caka satıyorsunuz. Evet, o ücretle çalışanı sevindire bilirsiniz ama kamu ekonomisini de yerle bir edersiniz.

Emeği ile geçinenlere bu ücret elbette az. Hatta açlık sınırının altında!

Ama bu çalışanların ve yoksul kesimin kurtuluşu değil yüz-iki yüz lira ücret artırımı.

Esas sorun; Gayri safi milli gelirin adilce bölüşümüdür. İktidar ve düzen partileri yıllarca bu sorunu perdeleyerek bizleri başka hedeflere kanalize ettiler.

Yarı sömürge ve Kapitalist bir yönetimle yönetilen ülkemizin bu sistemine hiç kimse bir şey demiyor.

Varsa yoksa günü kurtaran hikayeler anlatmaktadırlar. Bugün hepimizin alın teri ile biriktirilen Milli Hasıladan kimin ne aldığıdır. Dün de bugün de Milli Hasılanın yüzde 85'ni yüzde on beşlik mutlu azınlık paylaşırken, milli hasılatın kalan yüzde on beşini de büyük bir orta ve dar gelirli paylaşmaktadır.

Asıl sorun bu adaletsizliktedir. İşte bu mili pastayı eşit olarak paylaşmaktır olmak veya olmamak.

İşin daha da dramatik yanı bu küçük esnafın bağlı oldukları odalar da mutlu azınlığın davulunu çalmaktadır. Nasıl mı? İşsizlik sigorta fonu diye bir fon vardır. Ne zaman bir kriz olsa büyük sermaye kesimi bu fondan yararlanır. Bu fonun kaynağı yani fona para aktaran kim? Ücretliler.

Bu fonlardan yemlenen sermaye kesimi asgari ücretin de artmasını ister. Asgari ücretin artması demek Aksaray'da bir işvereni çok etkiler.

Aksaray’da on işçi çalıştıran bir firma düşünelim.

Bu işçiler asgari ücretten ücret alsınlar. Bu işverene on işçinin maliyeti 58.790 TL. dir.

Ortalama on bin lira da kira, vergi, elektirik, doğal gaz diyelim etti mi 68.790 TL.

Şimdi bu odalara soruyorum:

Siz her ay aidatınızı aldığınız bu işverenler için ne yaptınız. On işçinin maliyetinde gelir vergisi yok.

Bakın bu kapitalist sermaye düzeninin çarkına bir bakın. Asgari ücret ne kadar artarsa artsın onun için fark etmiyor. Çünkü arada ki farkı işçinin cebinden çıkan işsizlik fonundan alıyor.

Hatta asgari ücret artınca bir de kar ediyor. Ücret artınca enflasyonu tetikliyor al sana nur topu gibi bir enflasyon zengini. Peki Aksaraylı esnaf ne yapıyor? Asgari ücret artınca yukarıda ki maliyeti ödüyor.

Veya ödeyemeyecek ve işçi çıkarmak zorun da kalacak. Bu konularda Aksaray Ticaret Odası’nın yaptığı bir iş var mı?

Var ise söylesin.

Ama aslın da var şimdiden kendi araların da koalisyon kurarak oda seçimlerini nasıl kazanırız hesabı.

Çünkü orası; olmayan unvanları için iyi bir unvan kapısı.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar