Evrimini tamamlayamayan toplumların kaderidir olaylara kendi penceresinden bakmak.
Ülkemizin Siyasi Tarihi Milletvekili Transferi ile doludur.
Bu omurgasız vekiller hakkında yazı yazmak bile içimden gelmiyor.
Beni ilgilendiren ve düşündüren toplumun bu olaylara bakış açısı:
Sağ siyasetin her olaya “Oldu Bitti Maşallah” korosuna alışığız da ya kendilerini “sol” olarak adlandıran kişilerin bu olaya taraftarlık mantığı ile bakmasına ne demeli!
Var olan siyasi kimliğim gereği üyesi olduğum siyasi partinin özellikle içişleri ile yazı yazmamaya gayret ederim.
Bu da benim de kendi zihnimde “kol kırılır yen içinde kalır” kıskacından kurtulamadığım anlamına gelebilir.
Kendisini sol söylemlerden ve sol duruşundan arındırarak yönetici olmak çok da moda oldu son dönemlerde.
Kendi Dünyanda ve almış olduğu kararlarda çelişkini göremez olursan başkasının çelişkisine laf söyleme hakkın olamaz.
Kasım 2023'te İyi Parti'den istifa ettikten sonra; “28 Mayıs'ta Tayyip Bey'e oy verdim. Başka aday mı vardı?” sözleriyle gündem olan ve bugünlerde CHP'ye katılan Ankara Milletvekili Adnan Beker'e partinin Genel Başkanı rozet takarsa bu ve buna benzer yazı yazmak kaçınılmaz olur.
“Aman canım ne var bunda” diyebilirsiniz!
Hatta “karşı taraf da bunu yapıyor” diyerek savunmuş olduğun tezi fiyakalı hale getirebilirsiniz ama bu olmaz.
Başkalarının yanlışı, başkalarının körlüğü seni aynı kategoriye sokmamalı.
Yukarıda işler böyle olurken kendi İlinde bir üyeye Yerel Seçimde başka partiye oy verdi diye ihraç işlemi yaparsan bu iş olmaz.
Olur olmasına da “Oldu da Bitti Maşallah” gibi olur.
Ne yani üyemizin başka partiye oy vermesine seyirci mi kalalım diye efelenen yönetici çıkabilir.
O zaman diğer üyelerini de gözden geçir derim.
Bu demek değil ki herkes disiplinsizlik içinde tavır alsın asla böyle bir düşüncem yoktur olamaz da.
Neyse daha fazla derinliklere dalmadan bu yanlış çelişki dümeninden vazgeçmek gerekir.
Solcu dürüst olmak zorundadır.
Solcu bilinçli olmak zorundadır.
Sol düşünceye sahip her insan Yurttaşlık Kavramını iyi analiz etmek zorundadır.
Yıllar önce Atina Demokrasisi örneğinde “Aktif Yurttaş Modeli” varmış.
Aktif Yurttaş için siyaset yapmak başlıca görevlerinden biriymiş.
Aktif Yurttaş için siyaset yapmanın yanında buna uygun siyasi bilincin de olması Aktif Yurttaşlık haklarından birkaçıymış.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Modern Çağdaş Cumhuriyet’te Aktif Yurttaş olamamanın derin üzüntüsü içerisindeyim.
Yorum Yazın