Aksaray
DOLAR32.2576
EURO34.6979
ALTIN2393.6
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

MUHALEFET İKTİDARA BENZERSE…

“Muhalefet Demokrasilerde olur” diye söze başlanır.

Söze başlayan da inanmaz aslında bu boş lafa!

Muhalefette iken Demokrasi, insan hakları,  eşitlik, özgürlük sözcükleri hiç ağzımızdan eksik olmaz.

Ama iktidara gelince nedense bunların hepsi unutulur.

Sivil Toplum Kuruluşları ekonomideki gidişatı eleştirir: “Asrın lideri Haddini bil…” diyerek.

Gazeteci İktidarı eleştirir; “Hain, satılmış senin ağa babalarını biliriz” çıkartması yapılarak olmadık hakarete uğrar.

“Muhalefet Partisinin asıl görevi iktidarın yanlışlarını kendine göre eleştirmektir Bay Kemal” diye aklınca hakaret eder.

Dikkatinizi çekerim: Hakaret ayrı bir şey eleştiri çok çok ayrı şey. Geri kalmış toplumların az gelişmiş fertleri hakaret eder. Çünkü eleştirecek donanımdan yoksundur. Aklı sadece küfür ve kaba kuvvete çalışır.

Ya; özgürlük, demokrasi, insan hakları, özgür basın laflarını ağzından düşürmeyen muhalefet sözcülerine ne demeli.

Yakınlarda sol bir gazetenin yazarı muhalefeti "Ergen Muhalefet" yazısı ile eleştirdi.

“Vay efendim. Sen kim oluyorsun da bizi eleştirebilirsin” sözü ile başlayan akıl almaz hakarete maruz kaldı.

Muhalefetin iktidara benzemesi o ülke için tüm umut kaynakları bitmiş demektir.

Dur arkadaş. Sen değilmisin sınırsız özgürlük vadeden?

Muhalefette iken eleştiriye razı olmayan iktidara gelince ne yapar.

Bu toplumun genlerinde var galiba büyüklük taslamak.

Eleştiri yapanlara da bakarız ağa, bey, zengin, kariyerli… Ancak bunlar eleştiri yaparsa makbul olur.

Sen kimsin sorusu altında bu yatar.

Ben kim miyim: Hiç bir şey değilim. Eleştiremez miyim bir kurumu?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu "Helalleşme Kampanyası” başlattı.

Doğru veya yanlış bu ayrı bir konu!

Türkiye Genelinde Helalleşme Kampanyasını açanların kendi partisinin savunmasını almadan ihraç işlemi başlatması ne kadar tezat bir durum değil mi?

 Bolu Belediye Başkanı'nın sözleri tartışılır, eylemleri eleştirilir.

CHP 1980 Yılından sonra Bolu’dan ilk Milletvekilini Tanju Özcan İle Kazandı.

Uzun yıllar sonra belki de ilk Bolu Belediye Başkanlığını Tanju Özcan İle kazandı.

Tanju Özcan’ın parti bünyesinde çalışmadığı görev yok. İl Başkanı, Gençlik Kolu Başkanı, yönetim birimleri.

Ama asıl amaç bu değil.

Asıl amacın; Tanju Özcan'dan kurtulma hareketi olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bu işi Muharrem İnce olayına bağlayıp oh çekenleri de biliyoruz!

Sanki Muharrem İnce’yi Türkiye'de bir Tanju Özcan destekledi.

Muharrem İnce’nin Genel Başkan olması için kimlerin yalın ayak koştuğunu hepimiz biliriz. Şimdi Genel Başkana şirinlik yapanlar siz değil misiniz imza veren.

Aksaray'da Parti arabasının üstünde Genel Başkanın resmi yok iken kimlerin resmi vardı? Ne çabuk unutuldu bunlar.

Cumhuriyet Tarihinde Bolu'da en başarılı bir siyasetçiyi, partinin öz evladını ihraç edeceksiniz. Türkiye Genelinde elli bin oy alan siyasi partilere kucak açacaksınız.

Bu toplumun genlerinde var galiba eleştiri, öz eleştiri tahamülsüzlüğü.

Bir Sol Partinin Üyesi, Yöneticisi eleştiriyi bozgunculuk, hakaret olarak algılıyorsa burada duralım.

Tuz koktu demektir.

Bir sol düşünceye sahip olan kişinin, kurumun görevi sağ kesime benzemek değil, toplumu bilimsel sol düşünceye dönüştürmektir.

Unutma ve unutturma:

Üyesi olduğunuz partinin tüzüğünde Sosyal Demokrat yazar.

Ve ısrarla unutma:

Cumhuriyet Halk Partisi Sosyalist Enternasyonal üyesidir.

Bu düşünceye sahip olanlar da Marjinal değildir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar