NATO'nun silahlanmada eğilimine ilişkin tahminlerini ortaya koyan rapor yayımlandı.
2024 için tahmini verilere göre NATO Ülkelerinin büyük çoğunluğu hedefi tutturmuş.
NATO Ülkelerinde silaha en çok para harcayan ülkelerin başında ABD ve Türkiye gelmektedir.
Savunma harcamalarına harcadığımız paralarla Türkiye’nin şimdiki durumunun iki misli büyüme göstereceği herkesin ortak düşüncesi.
İşin ucu nereye varırsa varsın iç siyasi hesaplaşmanın dışında bir Terörsüz Türkiye arzularımızın en başında olmalıdır.
İşte tam bu noktada içinde keşkelerim de olmak şartı ile Sayın Bahçeli’nin PKK'ya silahı bırak çağrısını çok önemli buluyorum.
Bu işe birileri dur demeliydi çoktan.
Keşkelerim var dedim ya işte o keşkelerimden bazıları:
-Geçtiğimiz sene Yerel Seçimler oldu, o seçimlerde Bahçeli CHP’yi terör yanlısı olmakla suçlayarak “Dem ile Demlenenler” sloganı üretti.
Ne için?
İç Siyasetin kirli beklentileri için, bir oy için.
Bahçeli bu işe başlamadan önce bu ve buna benzer söyledikleri ve tutumları için bir gönül alma, bir siyasi özürde bulunsaydı PKK ya Silahı Bırak Çağrısı daha yerli yerinde olurdu.
Bir başka kafama takılan soru işareti; Bahçeli bu çağrıyı neden yaptı? İç ve dış dayatmaların dışında kendi özgür iradesi mi bu çağrıya neden oldu?
Hangi nedenlerden olursa olsun yine de bu çağrıyı da bu barış planını da önemsiyorum.
Tek dileğim bu barış planı umarım iç siyasete malzeme olmaz amacına ulaşır.
İnsan Psikolojisini İnceleyen uzmanlarımız diyor ki; “En pısırık insanlar bile sosyal olaylarda çok da cevval olurlar.”.
-Stadyumlarda maç izleyen insanların maç esnasında nasıl kahramanca mücadele verdikleri,
-Savaşlar da İnsanlarımızın ne kadar cesur nutuklar attıkları anlar,
-İç karışıklıkta en önde giden ödlek pısırık insanların nasıl aslanlar gibi kükremesi!
Bu uzman büyüklerimizin dediklerinin en son olayını Sayın Sırrı Süreyya'nın ölümünden sonraki sosyal medya paylaşımlarında gördük.
Ya adam neticede ölmüş.
Hayat bitmiş onun adına.
Onun ölümü sonucumu şehit Anneler aklınıza düştü?
Onun ölümü mü size yarı yıkık şehit evlerini hatırlattı?
Bir de; “Canım ben onun Cumhuriyet ile sorunu yok sanıyorum” düzmecesine sığınıp Milliyetçi ve Muhafazakar kesime selam çakanlara ne demeli!
Bunlar da bizlerin mevsimlik solcuları, tatlı su solcuları.
Aman Neymiş efendim: “Sırrı geldi, Sırrı gitti.”.
Kardeşim herkes Cumhuriyeti sevmek zorun da mı?
Herkes Milliyetçi Görüşü sevmek sorun da mı?
Herkes neyse odur.
Adam ölünce mi aklınıza düştü!
Burnunun dibinde haksız kazanç elde edenler, siyasi nüfusunu kullanarak al gülüm ver gülüm ihale işi için uğraşanlar, milleti dolandırıp tüyenlere hiç ses çıkarmayacaksın, Sırrının malını nasıl edindiğinin derdine düşeceksin.
Geçiniz oradan yemezler.
Yiyenlere de afiyet olsun demek düzer bizlere.
Sırrı Süreyya üzerinden savaş çığırtkanlığı yapanlar farkına varmadan Savaş Baronlarına hizmet ediyorsunuz.
Bu ülkede karışıklık çıksın, barış olmasın diyen Savaş Baronlarına da bir çift laf etsenize.
Bu eli kirli insanların kanın ticaretini yaparken servetlerine servet kattıklarını da söyleyin ya.
Öyle veya böyle Sayın Bahçeli’nin bu çağrısını hiç şüpheniz olmasın Tarih yazacak ama eksik yazacak!
Nasıl mı?
Gerçekten Barış ve Demokrasi istiyorsanız, “Sandıkla Gelen Sandıkla Gider” ilkesini hayata geçirmelisiniz.
Başta Sayın İmamoğlu olmak üzere tüm tutsaklar özgürlüğüne kavuşmalı.
Hak, Hukuk, Adalet tam özgür ve tarafsız olmalı.
Demokrasinin alt ve üst kavramları yerine tam olarak getirilmeli.
İşte o zaman İç Barış tam yerli yerine oturur ve bulunduğu coğrafyanın en büyük ülkesi Olur Türkiye.
Yorum Yazın